Recaizade Mahmut Ekrem tarafından kaleme alınan Araba Sevdası , Türk edebiyatında realist akımın öncülerindendir. Eserde, Batı hayranlığıyla yaşamını sürdüren ve bu uğurda tezatlarla dolu komik durumlara düşen bir mirasyedin hikayesi anlatılır.
Kitabın Yazarı: Recaizade Mahmut EKREM
Araba Sevdası Roman Kısa Özeti
Bihruz Bey, bir Osmanlı paşasının oğludur. Meraklı ve alafranga bir yaşam tarzı benimsemiştir. Evde özel hocalar tarafından eğitilen Bihruz’un eğitimi yine de eksiktir. Kendisi 23-24 yaşlarında genç bir erkektir. Fransızcası kusurlu olmasına karşın, alafranga kahvehaneleri ve gazinoları sıklıkla ziyaret eder. Avrupa’dan ithal mağazalardan giysiler alır. Şatafatlı, maliyetli ve yabancı yapımı bir fayton ile eğlence mekanlarını dolaşmak onun için bir tutku haline gelmiştir.
Babasının vefatı sonrası naif annesiyle birlikte büyük bir mirasın tek varisi olur Bihruz Bey. Bu serveti savurganca harcar. Çamlıca tepelerinde bir gezinti sırasında sarı saçlı, güzel ve nazik bir kadın görür. Kadını görgü kurallarına uygun bir aile kızı sanır. Ancak bu kadın, “Periveş” lakaplı bir sokak kadınıdır. Periveş’e ilk görüşte derin bir aşk besler. Sürekli onu düşünür ve ona bir mektup yazar. Ertesi hafta Çamlıca’da Periveş’i tekrar görünce, mektubu ona verme fırsatı arar. Ancak onunla konuşmaya cesaret edemez. Sonrasında Periveş’i tekrar bulamaz; onunla konuşmayı, mektubuna yanıt almayı ve yüzünü görmeyi çokister. Periveş’i bulamayınca Bihruz Bey iştahını kaybeder ve kilo verir. Bu durum, sevgili annesine olan ilgisinin azalmasına neden olur.
Daha önce zaman zaman uğradığı kalemeyi artık ziyaret etmez. Kalemdeki dostu Keşfi Bey, Bihruz Bey’in bu derin üzüntüsünü bilir. Keşfi Bey, yalancılığı ile tanınır. Bihruz Bey’e Periveş ve ailesini tanıdığını söyler. Periveş’in öldüğünü ve bir ablasının olduğunu iddia eder. Bihruz Bey, Keşfi Bey’in sözlerine inanır. Bu yüzden o gece uyuyamaz ve hasta olur. Periveş’in öldüğüne inanarak onun mezarını bulmaya karar verir. Bir gün Şehzadebaşı’nda Periveş ile karşılaşır. Ancak onu Periveş’in ablası sanar. Periveş’in mezarını sorar. Kadın güler, kendisinin Periveş olduğunu ve kim olduğunu açıklar. Bihruz Bey, şaşkına döner. Periveş’i takip eder; ancak Periveş tarafından azarlanınca kendine gelir.
Kitabın Konusu
Bir görüşte aşık olmuş ve Fransız hayranı olan savurgan bir kişinin yaşadıklarını anlatır. Kimse ile evlenmeden kendi kendine gelin ve güvey olmuştur.
Kitabın Ana Fikri
Bu kitap, dış görünüşün insanı yanıltabileceğini öğretir. Dış görünüşe çok fazla önem verilmemelidir. Ayrıca, olaylara gerçeğin gözüyle bakmanın önemi vurgulanmaktadır. Zamanında popüler olan Fransızca karışımı dil, anlaşmazlıklara yol açmıştır. Önyargılar insanı yanılgılara sürükleyebilmektedir.
Kitaptaki Şahısların Değerlendirmesi
- Bihruz Bey: Sıklığı seven savurgan bir gençtir. Dış görünüme önem verir ve olayları kendi lehine yorumlar. Fransızca konuşarak dikkat çekmeye çalışır.
- Periveş Hanım: Bihruz Bey’in aşık olduğu zannettiği, aslında zengin olmayan bir kadındır. O, sarışın, genç ve güzeldir.
- Keşfi Bey: Bihruz Bey’e yalan söyleyen şakacı biridir. Mişel, kibar konuşan hizmetkardır. Andon, Bihruz’un arabasını kullanan korkak arabacıdır.
- Müsyü Piyer: Orta halli bir profesördür. Bihruz Bey’e yardımla geçinir. Aynı zamanda kondaraki, Bihruz Bey’in arabasını beğenen işletme müdürüdür.
Kitap Hakkında Şahsi Görüşler
Kitap, dil açısından zorlayıcı olsa da ilk realist roman olma özelliği taşır. Yabancı hayranlığı ve dış görünüşe önem verme gibi temalar işlenmiştir. Ayrıca maddiyatçılık ve önyargılı olma eleştirilir.
Yorumlar (5)