Diego Velazquez, 6 Haziran 1599 ile 6 Ağustos 1660 tarihleri arasında yaşamış, Barok Dönemi’nin sanat anlayışını en iyi yansıtan İspanyol ressamlarından biridir. Portre çalışmalarıyla öne çıkan Velazquez, Endülüs kökenli bir sanatçı olarak İspanya’nın önemli isimleri arasında yer almaktadır. Kraliyetle olan ilişkileri, Velazquez’in birçok önemli kraliyet üyesinin portresini yapmasına olanak tanımış ve bu da onun ününü daha da arttırmıştır.
Diego Velazquez, “Gerçeğin Gerçek Ressamı” olarak da tanınır; resim sanatında önemli bir yeniliğin öncüsü olmuştur. O güne dek hakim olan sadece güzellik kavramına dayalı resim sanatı anlayışını dönüştürmüş, resimlerinde ışık ve gölge kullanımıyla dikkat çekici bir estetik yaratmıştır. Velazquez, doğalı resmetme konusunda büyük bir eğilim göstermiş ve bu yaklaşımıyla resim sanatında yeni bir sayfa açmıştır. Hayat hikayesi, pek çok sanatçı gibi zorluklarla ve iniş çıkışlarla doludur.
Diego Velazquez Hayatı
Velazquez, soylu bir aileye mensup olarak dünyaya gelmiştir. Babası Yahudi kökenli bir avukat, annesi ise İspanya’nın tanınmış asil ailelerinden birine aittir. 17. yüzyıl İspanyasında ilk erkek çocukların annelerinin soyadıyla tanınması geleneksel hale geldiğinden, Diego Velazquez de annesinin soyadını almıştır.
Çocukluk Yılları
Velazquez, ailenin ilk erkek çocuğu olarak, yaşamının çoğunu iyi eğitim alarak geçirdi. Gençlik yıllarında felsefe, sanat, bilim ve özellikle resim sanatına ilgi duydu. Ailesinin desteğiyle dönemin önde gelen eğitmenlerinden dersler aldı.
Diego Velazquez, yüksek kaliteli bir eğitimle büyüdü, özellikle Francisco de Herrera’dan resim dersleri aldı. Bu dersler, kariyerinde önemli bir yön verdi ve resme olan sevgisini artırdı.
Velazquez, felsefe eğitimi de alarak kültürel bir bakış açısı kazandı. Bu bilgiyi eserlerine aktardı. Öğrenme isteği ve yetenekleri, onu Francisco Pacheco ile çalışmaya itti. Pacheco sayesinde resim becerilerini geliştirdi, saray için önemli eserler üretti ve genç yaşta ressamlar loncasına girdi.
Gençlik Yılları
Velazquez, çocukluğundan itibaren resim sanatına büyük bir ilgi duydu. On iki yaşında, ünlü ressam Francisco Pacheco’nun yanında çıraklık eğitimine başladı. Beş yıl boyunca bu eğitimi sürdürdü. Sevilla’da, dönemin tanınmış aileleriyle yakın ilişkileri olan ustası Pacheco vasıtasıyla perspektif ve oranlama konusunda kapsamlı bilgiler edindi. Bu bilgiler, Velazquez’in sanat anlayışının temelini oluşturdu. Özellikle oranlama ve perspektif, gelişiminde kritik rol oynadı. “Saka” isimli eseri, geniş kitleler ve sanat otoriteleri tarafından yoğun ilgi ve ayrıca beğeni topladı.
1618 yılında 19 yaşındayken, Velazquez ustası Francisco Pacheco’nun kızı Juana Pacheco ile evlendi. Bu evlilik, kişisel hayatında önemli bir dönemi başlattı. Evliliklerini takip eden yılda, genç çift ilk kız çocuklarını dünyaya getirdi. Ardından bir kız çocuğu daha edindiler. Ayrıca büyük kızları, sanat dünyasının öne çıkan isimlerinden Juan Bautista Martinez del Mazo ile evlenerek sanatla olan ilişkilerini sürdürdü.
İspanya’da IV. Felipe’nin tahta çıkışı, Velazquez’in kariyerinde bir dönüm noktası olmuştur. Selefine göre sanata daha büyük bir ilgi duyan IV. Felipe, Velazquez’i sarayın resmi ressamı yapmıştır. Bu önemli görev 1623 yılında Velazquez’e verilmiş, sonra bunun üzerine Diego Velazquez ve ailesi, Madrid’e taşınmıştır.
Kralın kararıyla İtalya’ya gönderilen Diego Velazquez, burada Michelangelo ve Raphael gibi ustaların eserlerini inceleme şansı bulur. Roma, Milano, Bologna ve Venedik gibi şehirlerde sanata dair derin izlenimler edinir. Bu dönem sanat anlayışını şekillendirir ve sonra özgün eserler üretmesini sağlar. “Vulcanus’un Dövülmesi” ve “Yusuf’un Kanlı Giysisinin Yakup’a Verilmesi” bu sürecin sonucudur ve Velazquez’in yeteneğini sergiler.
Diego Velazquez’in Sanatçı Kişiliği
Velazquez’in sanatı iki döneme ayrılır: Sevilla öncesi ve saray ressamı olarak geçen süreç. Resmi saray ressamı olduktan sonra, Velazquez tarih açısından büyük önem taşıyan eserler üretmiştir. Ayrıca bu eserler arasında “Nedimeler” ön plana çıkar. 1656-57 yıllarında tamamlanan bu tablo, tuvalde üç boyutlu tekniğin öncülerindendir. Aynı zamanda Velazquez’in ustalığını ve yenilikçiliğini gösteren en net örneklerdendir.
Sevilla’daki yıllarında Velazquez, “Bodegon” olarak bilinen sanat anlayışının eserlerini yarattı. Bu akım, yiyecek ve içecekleri gerçekçi bir şekilde tasvir etmeyi amaçlar. “Bodegon”un dikkat çekici bir özelliği de, genellikle mutfak perspektifini yansıtmasıdır. Velazquez’in bu dönemdeki çalışmaları, “Bodegon” sanat akımının bir etkisi altında şekillendi. Yiyecek, içecek ve aynı zamanda mütevazı insanların uyumunu başarı ile sergiledi. Ayrıca bu dönemin dikkat çekici eserlerinden “Tavada Yumurta Pişiren Kadınlar”, bu yaklaşımın benzersiz bir örneğidir.
İlginizi Çekebilir; Paul Karrer Kimdir? Hayatı ve Çalışmaları
Diego Velazquez’in eserlerinde önemli bir evrim yer almıştır. Ressam, saray resmi ressamı olarak atanınca bu değişimi yaşamıştır. İlk on yılını yiyecek ve içecek temalarıyla geçirmiştir. Velazquez, saraya atanınca portre sanatına yönelmiştir. Bu dönemin yapıtlarında, karakterler arasındaki derinlik ustaca işlenmiştir. Ayrıca, karakteristik özellikler büyük bir ustalıkla gözler önüne serilmiştir.
Diego Velazquez’in Başlıca Eserleri
Diego Velazquez’in kariyeri, sarayda resmi bir ressam olarak atanması ile önemli bir dönüşüm geçirmiştir. Ayrıca resim alanındaki ilk on yıllık sürecinde yiyecek ve içecek temaları üzerine odaklanan Velazquez, saraydaki göreviyle birlikte daha ziyade portreler üzerine çalışmalar yapmaya yönelmiştir. Bu dönemin eserlerinde sıklıkla karşımıza çıkan ana figürler kral, kraliçe ve aile üyeleridir.
- Prens Philip Prospero
- Las Meninas (Sanatçının Kızları)
- Soytarı Don Sebastian de Morra
- Bakirenin Taçlandırılması
- Breda’nın Teslimi
- Emmaus’ta Akşam Yemeği
- Nedimeler
- İplikçiler
- Dokumacı Kadınlar
- Margaret Theresa
- Aziz John
- Aynadaki Venüs
- Gasper de Guzman
- Isa, Martha ve Maria ile
- Bacchus’un Zaferi
- Prens Balthasar Carlos
- Prens Carlos
- Yaşlı Aşçı
- Üç Müzisyen
Diego Velazquez Resim Müzesi Videolu
Yorumlar (1)