Mute Savaşı Hakkında Temel Bilgiler
  1. Anasayfa
  2. Genel

Mute Savaşı Hakkında Temel Bilgiler

0

Mute Savaşı nedir? Müslümanların ve Hristiyan Bizans İmparatorluğu güçleri arasında gerçekleşen tarihi bir çatışmadır. Bu mücadele 629 yılında Ürdün’de, Mute bölgesinde yaşanmıştır.

Bu yazıda, Mute Savaşı’nın zamanı, yeri, tarafları, Mute’nin konumu, savaşın sebepleri, gelişimi ve sonuçlarıyla ilgili sorulara cevaplar bulacaksınız. Ayrıca, savaşın önemi ve karakteristik özellikleri de ele alınmıştır.

Mute Savaşı Nedir?

629 yılının Eylül ayında Mute’de gerçekleşen savaş, Kudüs’e 50 km mesafede, Lut Gölü’nün güneyinde bir yerde yaşanmıştır. Savaşan taraflar Medine İslam Devleti (Müslümanlar) ve Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu, Gassaniler olup bu güçleri Hristiyanlar temsil etmektedir. Medine İslam Devleti adına savaşan başlıca komutanlar Zeyd bin Harise, Cafer bin Ebu Talip, Abdullah bin Revaha ve Halid bin Velid (Seyfullah) iken, Hristiyanların tek bir lideri Theodorus bulunmaktadır. Theodorus, savaşı yönetmek üzere o dönemin Doğu Roma (Bizans) İmparatoru Herakleios tarafından görevlendirilmiştir. Müslüman komutanlarının dördünden üçü çatışmada hayatını kaybetmiş, sadece Halid bin Velid sağ kalmıştır.

Mute Neresidir?

Mute, günümüzde Ürdün sınırları içinde yer alır. Karak iline bağlı bir kasabadır ve 629 yılındaki Mute Savaşı burada yapılmıştır. Mute, Lut Gölü’nün güneyinde yer alır ve Kerek’e 11 km, Kudüs’e ise 50 km uzaklıktadır. Bu bölge geniş tarım arazilerine ev sahipliği yapmaktadır. Hz. Peygamber’in savaşa katılmamasına rağmen, bu olay gazve, ba’s (ordu) ve “yevm” olarak adlandırılmıştır. Ayrıca Hz. Peygamber’in üç komutan ataması nedeniyle bu ordudan “ceyşü’l-ümerâ” olarak bahsedilmektedir.

Mute Savaşı Komutanları

  • Zeyd bin Harise
  • Cafer bin Ebu Talib
  • Abdullah bin Revaha
  • Halid bin Velid
  • Haris bin Umeyr

Mute Savaşı Nedenleri

Hz. Muhammed, yakınlardaki komşu devletleri İslam’a yakınlaştırmak ve çağırmak amacıyla yazdığı mektupları gönderiyordu. Bu elçiler gittiği çoğu yerde hakarete uğrasa da en azından denedik diyerek başkent Medine’ye sağ salim dönüyorlardı. Elçilerden biri olan Haris bin Umeyr de Hristiyan olan Gassani Arap Devleti’nin valilerinden Busra – Filistin valisine Hz. Muhammed’in mektubunu götürmek üzere görevlendirilmişti. Fakat devletin reislerinden biri olan Şurahbil b. Amr’ Haris bin Umeyr’in Hz. Muhammed’in elçisi olduğunu öğrenince onu dokunulmazlığı dikkate almayarak öldürmüştür.

Mute Savaşı Tarihi

Doğu Roma İmparatoru, Müslümanların karşısında Theodorus’un yönetmesi için bir ordu gönderdi, Doğu Roma’nın asker gönderdiğini duyan Hristiyan Araplar da orduya katıldı ve böylece Müslümanlarla savaşmak için yaklaşık olarak 100,000 kişilik bir ordu hazırlanmış oldu. Bunun yanında Doğu Roma tarihçilerinin söylediğine göre yerel Roma garnizonlarından küçük bir birlik de muharebe için gönderildi. Modern tarihçiler de bu birliğin yaklaşık olarak 10,000 askerden oluştuğunu düşünmektedirler. Yani yaklaşık olarak 110,000 askerden oluşan Hristiyan ordusunun er sayısı Müslümanlardan en az üç kat büyüktü.

Savaş meydanında Müslümanlar Hristiyanları görünce onların alt edilemeyecek olduklarını düşündüler. Hristiyanlardan bir piyade birliği Müslüman tarafına hareket etmeye başladı. Zeyd bin Harise’nin bulunduğu Müslüman birliği ise karşı tarafa harekete geçti. İki birlik arasındaki mücadele çok kısa sürdü ve bu mücadele sırasında bir karşı tarafın mızraklarından birinden dolayı ağır yaralandı ve sonrasında da şehit oldu. Bu sıralarda savaş Medine’den de duyulmaya başlamıştı. Cafer bin Ebu Talip yere düşen sancağı alıp askerlerine var gücüyle ileriye gitmelerini söyledi ve Cafer bin Ebu Talip ve birliği kendisi bizzat en saflarda olmak üzere savaş alanına geri döndüler.

Müslümanlar galeyana gelip, büyük bir hırsla Müslüman birliklerini eritmeye başladılar. Çok kayıp veren Hristiyan birliği hızla geri çekilmeye başladı ve aynı hızla da Müslümanlar ileriye gitmeye. Ebu Talip ordusuna hazır olmalarını söyledi, bir süre sonra ise Hristiyanlar başka bir birliği de yanlarına alarak Cafer bin Ebu Talip ve ordusuna, kalan Hristiyan birlikleri ise Müslümanların sağ ve sol kanatlarına ilerlemeye başladı. Düşman birlikleri diğerlerinden önce karşılayan Ebu Talip her kılıç darbesiyle başka bir Rum’u yere seriyordu, fakat aynı zamanda kendisi de her bir yanından kılıç darbeleri alıyordu. Hristiyanların kılıç darbeleriyle iki koluna kaybetmesine karşın İslam Devleti’nin sancağını göğsünde sıkıştırıp yere düşürmemeye dikkat ediyordu. Büyük bir Rum, elindeki devasa büyüklükteki kılıçla Müslüman komutanı ortadan ikiye ayırdı ve böylece sancak da Ebu Talip’le beraber yere düştü. Yerdeki sancağı yerden alan Abdullah bin Revaha Ebu Talip’in görevini üstlendi ve herkese savaşmalarını emretti.

Sol ve sağ kanatta bulunan düşmanın sayıca üstünlüğü kanatların ağır hasar almasına yol açtı, bundan dolayı sol ve sağ kanat geriye çekilmek zorunda kaldı. Abdullah bin Revaha orta hatta savaşırken bir kılıç darbesiyle şehit düştü. Lidersiz kalan Müslüman ordusu hem komutanı olmadığından hem de akşam olmaya başlamasından ötürü geriye çekilmek zorunda kaldı. Dağlara çekilen ordu, çaresizlikle bekliyordu ki o sırada Sabit bin Erkan’ın önermesiyle ordunun yönetimini ve sancağı Halid bin Velid’e verdiler. Sabah olduktan sonra Halid bin Velid arka savdakileri öndekilerle, sağ kanattakileri de ön sol kanatla yer değiştirdi. Bu, Hristiyanlar tarafından Müslümanların yanına destek kuvvetlerinin gelmesi olarak algılandı. Komutan askerlerine çembere girmemesini, gerekirse geri çekilerek savaşılmasını söyledi. Hristiyanlar hücum edip ön savlara saldırdılar. Halid tüm güçleriyle savaşmalarını söyledi. Korkuya kapılanlar Rumlar yavaş yavaş geri çekildiler, sonra da Rum komutan Theodorus var olan bütün güçleriyle ileriye gitmelerini emretti.

Mute Savaşı’nı Kim Kazandı?

Bu sırada İslam ordusu hafif hafif geri çekilmeye başladı. Bunu yaparken karşı tarafa yapılabilecek en büyük hasarı, kendilerininse alabileceği en küçük zayiatı almayı başardılar. Müslümanlar dağlara çekilince Rumlar dağlara çıkmaya cesaret edemediler. Ayrıca da eğer dağa çıkarsa pusuya düşürülebileceklerinden veya takviye kuvvetlerin gelebileceklerinden korkuyorlardı. Bu anlarda Müslümanlar ok atışlarıyla karşı tarafı geride tutmaya çalışıyordu. Hristiyanların komutanı Theodorus artık daha fazla kayıp vermek istemediği için ordusuna geri çekilmeyi emretti. Böylece karşı tarafın geri çekilmesiyle Müslüman askerleri savaştan galibiyet ile ayrılmış oldu.

Mute Savaşı Sonuçları

Medine İslam Devleti’nin kendi kaynaklarına göre 12 askeri şehit düşmüşken, Hristiyanların (Doğu Roma İmparatorluğu ve Gassani Arap Devleti) şehitlerin ise sayıları verilmemektedir. Hristiyanlar geri çekildiği için Müslümanlar bunu bir başarı olarak görüp Medine’ye geri dönmüştür. İslam ordusu birçok ganimetle evlerine döndüler. Müslüman ordusundaki askerler Halid bin Velid’in orduyu yönetmesine ve savaşmasına hayran kaldı. İslam ordusunun 3 komutanı hayatını kaybetmiştir savaş sırasında.

Mute Savaşı Önemi ve Özellikleri

Mute Savaşı Müslümanlarla Hristiyanlar arasında gerçekleşen ilk savaştır. Araplar ilk defa kendilerinin dışında bir ırkla mücadele etmişlerdir. Aynı zaman da Mute Muharebesi Hz. Muhammed’in (sav) katılmadığı ilk savaştır. Müslüman askerlerin sayısı Hristiyanlarınınkilerinden sayıca çok azdı, fakat buna rağmen İslam ordusu savaştan galip olarak geri döndü. Savaştan başarılı bir şekilde Halid bin Velid sayesinde geri dönülmesinden dolayı Hz. Muhammed, Halid’e “Seyfullah (Allah’ın kılıcı)” lakabını vermiştir. Savaşta üç komutan değişikliğiyle toplamda dört komutan orduya liderlik etmiştir.

Mute Savaşı Videolu Anlatım.

Bu Yazıya Tepkiniz Ne Olurdu?
  • 0
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    alk_l_yorum
    Alkışlıyorum
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    a_k_oldum
    Aşık Oldum
  • 0
    d_nceliyim
    Düşünceliyim
  • 0
    _rendim
    İğrendim
  • 0
    _ok_k_zd_m
    Çok Kızdım

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir