Orhan Seyfi Orhon Türk edebiyatının önemli şairlerinden biridir. Hayatı, Edebi Kişiliği, Eserleri kısmına geçmeden, şiirleriyle milli ve manevi değerlere bağlılığını, toplumsal sorunlara duyarlılığını, dil ve üslup zenginliğini göstermiştir. Ayrıca öğretmenlik, milletvekilliği, gazetecilik gibi çeşitli mesleklerde de çalışmıştır.
Orhan Seyfi Orhon Hayatı
Orhan Seyfi Orhon, gerçek adıyla Orhan Seyfettin Orhon, 23 Ekim 1890 tarihinde İstanbul’un Üsküdar ilçesine bağlı Çengelköy’de Miralay Mehmet Emin Bey ve Nimet Hanım’ın çocuğu olarak dünyaya geldi. İlköğrenimine Çengelköy İptidaisi’nde başladı ve Havuzbaşı Mektebi’nde tamamladıktan sonra eğitimine Beylerbeyi Rüştiyesi’nde devam etti. Ardından Mercan İdadisi’nden mezun oldu (1909). İlk olarak Tıbbiye Mektebi’ne girmiş olsa da, bir anestezi uygulamasında fenalaşması üzerine tıp kariyerinden vazgeçti. Daha sonra hukuk fakültesine başladı ve 1914 yılında mezun oldu.
Hukuk eğitimini tamamladıktan sonra kısa bir süre memurluk yaptıktan sonra gazetecilik ve öğretmenlik gibi farklı alanlara yöneldi. Gazetecilik kariyeri boyunca çeşitli gazetelerde fıkra yazarlığı yaptı. Zonguldak’ta (1946-1950) ve İstanbul’da (1965-1969) milletvekilliği görevinde bulundu. Ayrıca yazılarıyla tanınan Orhan Seyfi Orhon, Milliyet, Tasvir-i Efkâr, Cumhuriyet, Ulus, Zafer, Havadis ve Son Havadis gibi önemli gazetelerde fıkra yazarlığı yapmıştır.
Orhan Seyfi Orhon edebiyat dünyasına şiir, hikaye, deneme, ve fıkra türlerinde eserler vermiş ayrıca gazetecilik alanında da önemli katkılarda bulunmuş bir isimdir. Ayrıca edebiyat ve gazetecilik alanındaki başarılarıyla Türk kültür ve edebiyat tarihinde önemli bir yer edinmiştir.
Orhan Seyfi Orhon Edebi Kişiliği
Birinci Dünya Savaşı’nın gölgesinde edebiyat dünyasına adım atan Orhan Seyfi Orhon, aruz vezninden heceye geçişiyle adından söz ettirmeyi başardı. Ayrıca Yeni Mecmua, Şair, Büyük Mecmua ve Yarın gibi dergilerde yayımladığı şiirlerle “Hecenin Beş Şairi“nden biri olarak anılmaya başladı.
Beylerbeyi Rüştiyesi’nde eğitim gördüğü yıllarda Abdülhak Hamit, Cenap Şahabettin ve Tevfik Fikret’in etkisinde şiirler kaleme alan Orhan Seyfi daha sonra Ziya Gökalp’ın fikirleriyle bambaşka bir yöne evrildi. “Gönülden Sesler” adlı eseri ise şairin kimliğini bulduğu ve adını duyurduğu dönüm noktası oldu.
Tüm hece şairleri gibi duru ve sade bir Türkçe kullanan Orhan Seyfi, lirik ve incelikli dizeleriyle duygularını okurlarına aktarmayı başardı. Daha sonra 1930’lu yıllarda serbest şiirin ortaya çıkmasıyla birlikte hece ölçüsüne olan ilgi azalırken, Orhan Seyfi’nin eserleri de gölgede kaldı.
Orhan Seyfi Orhon ve Beş Hececiler (Hecenin Beş Şairi)
Beş Hececiler Türk edebiyatının önemli bir akımıdır. I. Meşrutiyet döneminden sonra etkili olmuştur. Beş Hececiler hece vezniyle ve konuşulan halk diliyle, Millî Edebiyat akımının görüşleri doğrultusunda şiir yazan, dolayısıyla beş şairin genel adıdır.
Bu grupta yer alan beş şair şunlardır: Orhan Seyfi Orhon, Enis Behiç Koryürek, Halit Fahri Ozansoy, Yusuf Ziya Ortaç ve Faruk Nafiz Çamlıbel‘dir. Dolayısıyla her biri kendi şiirlerinde hece ölçüsünü kullanmış ve halk diline yakın bir dille eserler vermiştir. Ayrıca Beş Hececiler akımı, Türk edebiyatının geleneksel kalıplarını reddederek modern bir yaklaşımı benimseyen ve Türk şiirine önemli katkılarda bulunan bir harekettir.
Orhan Seyfi Orhon’un Hikaye ve Romanları
Orhan Seyfi Orhon şiirleriyle tanınan bir şair olmasının yanı sıra, hikayecilik ve romancılık alanında da eserler vermiştir.
1. Kerem ile Aslı
Halkın okuma ihtiyacını karşılamak için yazılmış bu eser, meşhur halk hikayesi “Kerem ile Aslı”nın Orhan Seyfi Orhon tarafından toplanıp düzenlenmesiyle oluşturulmuştur. Ayrıca orijinal hikayenin özüne sadık kalan Orhan Seyfi Orhon bu eseriyle hikayenin daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlamıştır.
2. Çocuk Adam
1941 yılında yayımlanan “Çocuk Adam”, Orhan Seyfi Orhon’un tek romanıdır. Yazarın hayatından izler taşıyan bu eser ayrıca otobiyografik bir roman olarak da nitelendirilebilir. Bu nedenle roman Orhan Seyfi Orhon’un çocukluk ve gençlik yıllarını, yaşadığı zorlukları ve edebiyat dünyasına adım atışını konu alır.
Orhan Seyfi Orhon’un En Önemli Romanı Hangisidir?
Orhan Seyfi Orhon’un roman türünde kaleme aldığı tek eser “Çocuk Adam”dır. Bu nedenle en önemli romanı da “Çocuk Adam” olarak kabul edilir. Roman yazarın hayatını ve edebiyat dünyasındaki deneyimlerini aktarması bakımından önemlidir.
Orhan Seyfi Orhon’un Eserleri
- Peri Kızıyla Çoban Hikâyesi
- Çocuk Adam
- Düğün Gecesi
- Dün Bugün Yarın
- Kulaktan Kulağa
- Abdülhak Hâmid (Biyografi)
- Mehmed Âkif (Biyografi)
- Ziya Gökalp (Biyografi)
- Yahya Kemal (Biyografi)
- Nazım Hikmet (Biyografi)
- Maskeler Aşağı
- Maarif Vekili Hasan Âli Yücel’e Açık Mektup
- Gençlere Açık Mektup
- Gönülden Sesler
- Kervan
- O Beyaz Bir Kuştu
- İstanbul’un Fethi
- İşte Sevdiğim Dünya
- Şiirler
- Hayat Bilgisi Şiirleri
- Kerem ile Aslı
- Fiskeler
- Asrî Kerem
- Hicivler
- Fırtına ve Kar
Orhan Seyfi Orhon Şiirlerinden Örnekler
Şiirlerinde toplumsal konuları ve insanın iç dünyasını ele almış, duygusal derinliği ve anlamı ön plana çıkarmıştır. Ayrıca onun şiirlerinde gözlemler, duygular ve insan ilişkileri sıkça işlenir.
Orhan Seyfi Orhon’un Anadolu Toprağı şiiri
Senelerce sana hasret taşıyım
Bir gönülle kollarına atılsam;
Ben de bir gün kucağında yaşayan
Bahtiyarlar arasına katılsam.
En bakamsız en kuytu bir bucağın
Bence İrem bağı gibi güzeldâr:
Bir yıkılmış evin, harap bucağın.
Şu heybetli saraylara bedeldir.
Kadir Mevlam, eğer senden uzakta
Bana takdir eylemişse ölümü,
Rahat etmem bu yabancı toprakta
Cenette de avutamam gönlümü
Hürüm derim eskisinden daha hür
Zincirinle bağlansa da ayağım;
Şimdikinden daha ferah görünür
Zindanında olsa bile durağın
Bir gün olup kucağına ulaşsam
Gözlerimden döksem sevinç yaşını
Sancağının gölgesinde dolaşsam
Öpsem, öpsem toprağını taşını
Orhan Seyfi Orhon’un VEDÂ şiiri
Hani, o bırakıp giderken seni
Bu öksüz tavrını takmayacaktın?
Alnına koyarken vedâ busemi,
Yüzüme bu türlü bakmayacaktın?
Hani, ey gözlerim bu son vedâda,
Yolunu kaybeden yolcunun dağda,
Birini çağırmak için imdada
Yaktığı ateşi yakmayacaktın?
Gelse de en acı sözler dilime,
Uçacak sanırım birkaç kelime.
Bir alev halinde düştün elime,
Hani, ey gözyaşım akmayacaktın?
Yorumlar (1)