Reşat Nuri Güntekin, “Çalıkuşu“nda olduğu gibi 1928 yılında yayımlanan Yeşil Gece romanında da eğitimin önemini vurgular; toplumsal ilerleme ve kurtuluşu modern eğitimde görmektedir.
Toplumsal unsurları ağır basan bu romanda, Ege Bölgesi’nde bir kasabada, bazı güçlere karşı mücadele eden idealist bir öğretmenin hikayesi anlatılmaktadır.
Yeşil Gece Kısa Özeti
Olaylar, romanın ana karakteri olan Ali Şahin Hoca’nın çevresinde gelişir. Gericilere karşı modern eğitimin verdiği zorlu mücadele vardır.
Ali Şahin Bey, öğretmen okulundan mezun olduktan sonra tayininin İstanbul’a çıkmasına rağmen, Ege Bölgesi’ndeki bir kasabaya atanmak ister. Anadolu’ya geldiğinde, cahillik ve sefalet içinde boğuşan köylülerle karşılaşır.
Her zorluğa göğüs geren Ali Şahin’in hayatı, köyünün düşmanlar tarafından işgal edilmesiyle değişir. Düşman güçleri, köyde bazı kişilerle iş birliği yapmak istemektedir; bu kişilerden biri de Ali Şahin’dir. Onun amacı, düşman kuvvetlerinin teklifini kabul ederek Türk kuvvetlerine istihbarat sağlamaktır.
Ali Şahin’in birçok katkısı olur; ancak düşman kuvvetleri onun haber sızdırmak için yanlarında bulunduğunu fark eder ve onu sürgüne gönderir. Cumhuriyet kurulduktan sonra köyüne döndüğünde herkes onu iş birlikçi hoca olarak anar; fakat kimse gerçeği bilmez.
Roman Adı: Yeşil Gece
Yazar: Reşat Nuri Güntekin
Yayın Evi: İnkılap Kitabevi Bağcılar / İSTANBUL
Baskı Yılı: 2001
Kaç Sayfa: 222
Yeşil Gece Konusu Nedir?
Toplumsal boyutun öne çıktığı bu eserde, medresede yetişen ancak daha sonra öğretmen okulu bitirerek Ege Bölgesi’ndeki bir kasabada gerici ve çıkarcı güçlerle savaşan idealist bir gencin hikayesi ele alınmaktadır. Atatürk Devrimi’nin coşkulu atmosferi içinde, güçlü gözlemlerle kaleme alınan bu kitapta, o dönemdeki toplumsal sorunlar cesurca tartışılmaktadır. Romanın en önemli kahramanı olan Şahin Hoca’nın kişiliğini oluşturan nitelikler, mücadelesi ve karşılaştığı yenilgilerin hikayesi ön plana çıkmaktadır.
Yeşil Gece Roman Özeti
Şahin Efendi’nin babası öldüğünde, köyde çobanlık yaparak annesine bakmak zorunda kalır. Bunun yanında medresede eğitimine devam etmektedir. Medresede gördüğü eğitimin etkisiyle ruhun ölümsüzlüğüne inanmakta zorluk çeker. Köydeki bazı hocalara danıştığında aldığı cevaplar tatmin edici olmaz. Medrese eğitimini tamamladıktan sonra öğretmen okulunda geçer. Buradan mektep öğretmeni olarak mezun olmuştur. Medreseden öğretmen okuluna geçmesinin nedeni oradaki eğitimin geri kalmış olmasıdır. Okulu bitirdikten hemen sonra ilk tayın yeri Ege Bölgesi’nde Sarıova adında bir kasaba olur. Arkadaşlarından duyduğu kadarıyla buranın çok geri kalmış, halkının sefalet içinde yaşadığı bir yer olduğunu bilmektedir. Bavulunu hazırlayarak Sarıova’ya doğru yola çıkar. Köye vardığında burayı beklediği gibi bulur; evler, binalar her şey harabe haldedir. Ancak aslına bakıldığında o kadar da kötü değildir.
Köydeki ilk gecesi köydekiler onu akşam yemeğine çağırır. Yemekte, köydeki tanınmış hocalarla ve muallimlerle tanışma fırsatı bulur. Onun bu köydeki görevi, köyün ünlü okullarından Emir Dede Mektebi’nin başmuallimliği olarak tebliğ edilir. Bu göreve atanmasını çekemeyen bazı hocalar durumu kabullenmezler. Şahin Efendi, hocaların bu tavırlarından geleceği hakkında fikir sahibi olur.
Şahin Efendi’nin yapması gereken ilk iş, Emir Dede Mektebi’nin eski binasını yıkıp yenisini yapmaktır. Ancak köy halkı, özellikle Eyüp Hoca önderliğinde bir grup bu durumu olumsuz karşılar. Şahin Efendi’ye karşı halkı kışkırtmaya çalışılır. Bu durumda, Şahin Efendi için oldukça zor bir dönem başlar. Yıkma işlerine bir süre ara vermesi gerektiğini düşünerek beklemeye karar verir. Daha önce hiç arkadaş edinmemiş olan Şahin Efendi, kendisiyle aynı görüşte olan Rasim ve Deli Necip ile arkadaşlık kurar.
Bir gün, Şahin Efendi’yi çocuğu hafız olacak bir adam yemeğe davet eder. Şahin Efendi, çocuğu çok hasta bulur ve hemen hastaneye götürülmesini söyler. Çocuğun babası ve oradaki hocalar, çocuğun hiçbir hastalığı olmadığını iddia ederler. çok geçmeden çocuk yere düşmüştür. Herkes çocuğun başına toplanır. Daha sonra çocuğun birkaç gün dinlenmesinin ardından hiçbir hastalığının kalmayacağını söylerler. Aradan üç gün geçmeden çocuk hayatını kaybeder. Çocuğun annesi, çok küçük yaşında mektepten alınıp hafız yapılmak istendiği için çocuğunun öldüğünü söyler ve Şahin Efendi’ye durumu aktarır. Şahin Efendi de aynı fikirde olduğunu belirtir.
Vefat eden çocuğun babası, ufak çocuğunu hafız yapmak istediğini ve Emir Dede Mektebi’nden almak istediğini iletir. Şahin Efendi bu durumu uygun bulmaz. Aynı durumun bu küçük çocuğun başına geleceğini ifade eder. Maddi durumu kötü durumda olan adamın çocuğunu hafız yapmaktan başka çare bulamaz. Şahin Efendi bu durumu değerlendirerek çocuğun hafız olmasının sakıncalı olduğunu ısrarla vurgulayarak adamı kararından caydırmaya çalışır. Sonunda anlayışla karşılayan adam çocuğunu mektepten almaktan vazgeçer.
Kasabanın dilinde Şahin Efendi hakkında bazı dedikodular çıkar. Eyüp Hoca ve yandaşları Maarif müdürüne Şahin Efendi’yi şikayet ederler. Şikayet, çocuğunu hafız yapmak isteyen bir adamın çocuğunun mektepten ayrılmasına izin verilmediğine ve hafız olmasının sakıncalı olduğuna dair olur. Maarif müdürü bu duruma oldukça sinirlenir fakat Şahin Efendi’yi sevdiğinden ve görevini hakkıyla yaptığından olayın kapanmasını ister. Bütün kasaba bu olayla çalkalanır. Adam çok fazla dedikodunun olması üzerine oğlunu mektepten alır. Fakat hafız da yapmamıştır. Annesi hafız olamaması için ısrar etmiştir bu durumu Şahin Efendi’ye iletmiştir.
Şahin Efendi yardım ister. Bir plan bulur. Planı, bu çocuğun çok zayıf olduğundan hafız olması için yeterli yaşta olmadığını gösteren bir rapor almaktır. Kasabadaki bütün doktorları dolaşır fakat hepsi, çocuğun hafız olmasında sakınca olmadığını belirtir. Artık bu çocuk olayı kasabanın gündeminden düşmüştür. Bir gece, sabaha karşı tüm kasaba yangın nedeniyle uyanır. Yanan yerin Kelami Baba Türbesi olduğunu görürler. Bu türbe oldukça kutsaldır; dertlere deva, işsizlere iş bulan ve hastaları iyileştiren bir mekan olarak bilinir. Bu nedenle burayı yakanlara kafir diye sokaklarda haykırmaya başlarlar.
Ertesi gün araştırma başlatılır. Yangın akşamı türbede Mehmet Nihat Efendi adında bir öğretmenin görüldüğü ortaya çıkar. Bu öğretmen kimseyle bir ilişkisi olmayan birisidir. Ailesine bile yakın davranmayan alkolik bir adamdır. İçkiliyken her zaman Kelami Baba Türbesi’nin yakılması gerektiğini savunmuştur. Elinde başka bir delil yoktur. Kasabalılar, onun cezasını çekmesini öngörmektedir. Mahkeme sonucunda hapse atılır. Şahin Efendi, bütün bu olanlara karşın onun suçsuz olduğunu savunan nadir kişilerden biridir. Yakın arkadaşları Rasim ve Deli Necip ile durumu tartışırlar. Sonunda bir avukat tutmaya karar verirler.
Hiçbir avukat Mehmet Nihat Efendi’yi savunmayı kabul etmez; çünkü hepsi kasabalıdan tepki görme korkusundadır. Uzun çabaların ardından onu savunacak bir avukat bulurlar. Bir hafta sonra, kasaba komiseri Kazım Efendi durumu aydınlatır. Suçlunun Kelami Baba’nın oğlu olduğu tespit edilir. Gerçek araştırıldığında, Kelami Baba’nın oğlunun türbedeki değerli eşyaları çalarak daha sonra türbeyi ateşe verdiği anlaşılır. Gerçek ortaya çıktıktan sonra Mehmet Nihat Efendi serbest bırakılır. Şahin Efendi, bu başarı karşısında oldukça mutu olmuştur. Eyüp Hoca ve yandaşları başarısızlıklarından dolayı kasabanın güvenini bir nebze kaybeder.
Bir Mayıs günü, kasaba top sesleriyle uyanır. Yunanlıların kasabaya saldırmak üzere hazırlık yaptığı anlaşılır. Böyle bir durum önceden bekleniyordu, bu nedenle bazı aileler kasabayı terk etmeye başlamıştı.
Şahin Efendi, Deli Necip ve Rasim burada kalıp sonuna kadar mücadele etmeye karar verirler. Önce Rasim, ardından mühendis Deli Necip yaşamını yitirir. Özellikle Deli Necip, onun gözleri önünde öldürülmüştür. Bu durum, onu derin bir şekilde sarsar. Kendisinin de bu uğurda ölmesi gerektiği düşüncesine kapılır. Bu arada, Şahin Efendi aceleyle karakola çağırılır. Karakolda, Yunanlılar tarafından kendisine gönderilen bir emir tebliğ edilir. Emir şu şekildedir: “Şahin Efendi, sen kasabada sözü geçen bir zatsın. Yunan Devleti’nin Müslümanlar hakkında kötü bir niyeti olmadığına dair ahaliyi inandır.” Şahin Efendi, önce bu durumu yadırgar, fakat düşündükçe halk için faydalı olacağına inanır. Böylece işgal ortadan kalkabilirdi. Teklifi kabul eder, kılık değiştirip halkın arasında Yunanlılardaki gelişmeleri takip eder. Gerçekten de olaylar düşündüğü gibi gelişir. Yunan baskısı azalır.
Artık Şahin Efendi’nin yeşil gecesi sona ermiş; Sarıova kasabası düşmandan arındırılmıştır. Halifelik de kaldırılmış; inkılaplara başlanmıştır. Bir gün, Şahin Efendi kasabadan ayrılır. Sonrasında yeni bir hayat kurmak yola koyulur. On yıl boyunca başka yerlerde çalışır. On yıl sonra Sarıova’ya geri döndü. Artık kasabanın çok değişmiş olduğunu fark eder. Kendi eseri gibi saydığı Emir Dede Mektebi’ne gider. Başmuallime kendisini tanıtır. Başmuallim onu şöyle tarif eder: “Sen on yıl evvel Yunanlılara yaltaklık eden başmuallimsin. Senin bu kasabada yerin yok.” der.
Şahin Efendi, kasabayı dolaşarak eski tanıdıklarını arar. Bu kişilerden de aynı tepkiyi alır. Artık kasabayı terk etmekten başka çaresi kalmamıştır. Üzüleceği yerde sevinç duymaktadır; çünkü tüm hayalleri gerçekleşmiştir. Yeni inkılaplarla birlikte, toplum değişime uğramıştır.
Yeşil Gece Kitabındaki Olayların ve Kişilerin Değerlendirilmesi
Şahin Efendi: Romanın en önemli kahramanıdır. Geri kalmış bir kasabanın yenileşmesi için büyük çaba göstermiştir. Çoğu zaman azmi sayesinde başarılı olmuştur. Hakkında birçok dedikodu çıkmıştır ancak hepsini birer birer aşarak mücadele etmiştir.
Rasim: Şahin Efendi’nin fikirlerini savunan nadir kişilerdendir. Deli Necip ile birlikte Şahin Efendi’nin en yakın arkadaşıdır.
Mühendis Deli Necip: Şahin Efendi’nin en yakın arkadaşıdır. Yenilikçi çabalarına katılır ancak amaçlarını gerçekleştiremeden şehit olmuştur.
Eyüp Hoca: Yaşlılığı nedeniyle kasaba halkı tarafından saygı gören bir kişidir. Şahin Efendi’nin getirmek istediği tüm yeniliklere karşı durmuş ama sonunda boyun eğmiştir.
Mehmet Nihat Efendi: Hayatta kimseyle duygusal bağı kalmamış bu adamın en önemli özelliği, görevinde başarılı olmasıdır. Kasaba okulunda Fransızca öğretmenliği yapmaktadır. Hakkında asılsız dedikodular çıkmış, gerçeği anlaşıldığında hapisten çıkmıştır.